Hangi Saç Rengini Seçmelisiniz

Hangi saç rengi size yakışır?
Ateş kızılı veya, altın sarısı ya da klasik koyu renk saç renginden hangisi size en çok yakışır? O renge uygun makyaj nasıldır?

Eğer saçlarınızda farklı renkleri denemeyi seviyor ama bir yandan da görünümünüzü riske atmak istemiyorsanız, bu önerilere kulak verin.

Kızıl / kırmızı sizin için doğru renk mi?
Aşağıdakilerden en az ikisi size uyuyorsa, saçlarınızı kızıl renge boyatmak iyi bir fikir olabilir.

Cilt renginiz pembe tonlarını barındırıyorsa...
Saçlarını kırmızı yapmak isteyen pek çok kadın için kırmızının doğru tonunu bulmak mümkün, ama cilt rengi açık veya pembeye dönük olanlar kırmızı en iyi taşıyanlar. Eğer cildiniz buğday ya da esmer tonlardaysa, o zaman size uygun kırmızı tonunu bulmakta zorlanmanız çok mümkün.

Dikkat çekmekten hoşlanıyorsanız...
Kırmızı/kızıl, insanların dönüp size bakmalarına neden olabilecek bir renktir. Rengi taşımak ve bakışlardan rahatsız olmamak için kendinden emin bir tip olmalısınız.


Saçlarınız bakımsız değilse...
Eğer saçlarınız çok kuru veya yıpranmışsa, sağlıklı saçlarda bile çok çabuk akan kızıl boyanın kalıcılığı, sizin saçlarınızda daha bile az olacaktır. Saçlarınıza iyi bakarsanız; yani haftada bir bakım yapar, düzenli olarak uçlarından kestirir ve şekillendirirken fön, maşa gibi şekillendiricileri her gün kullanmazsanız, boyanın canlı olması olasılığını arttırmış olursunuz.

Kırmızı rengi muhafaza etmenin yolları:
Saçlarınızı olabildiğince az yıkayın. Bunun anlamı, ideal olarak haftada ikidir. Ancak saçlarınız yağlı ya da çok inceyse gün aşırı yıkamak da uygundur. Yıkarken asla sıcak suyla yıkamayın, ılık suyu tercih edin.

Sert şampuanlardan kaçının. Çoğu kepek şampuanı boyalı saçlarda daha da sert bir etki yapar ama kızıl saçlar için ölüm gibidir, saçın rengini atması çok daha hızlı olur.

Kuaförünüzden boyanın kalıcılığını artıran bakımlardan uygulamasını isteyebilirsiniz.

Kızıl/kırmızı saç boyası diğer boyalara göre daha çabuk okside olur. Bu nedenle açık havada uzun süre kalacaksanız, UV filtresi içeren bir şekillendirici kullanın, ya da bir şapka ya da eşarp takın.

Patlıcan moru tonlarının sizi baştan çıkarmasına izin vermeyin. Mora dönük kızıllar doğal görünmez ve çoğu zaman da kişiye yakışmaz. Kırmızı tonunu seçerken, bakır, kahverengiyedönük kızıl vs gibi tonları tercih edin.

Kızıl saçlılar için makyaj önerileri:
Koyu renk, dumanlı göz makyajından kaçının. Pembe dudak boyası ve allık, kızıl saçlılara çok yakışır. Kaşlarınızı saç renginize boyatmayın; çünkü tuhaf görünür.

Sarı sizin için doğru renk mi?
Aşağıdakilerden en az ikisi size uyuyorsa, saçlarınızı kızıl renge boyatmak iyi bir fikir olabilir.

Çocukken sarışın mıydınız?
Çocukken saçlarınız açık renk idiyse, özellikle de yazları açılıyorduysa, muhtemelen yetişkenken de sarışınlık size yakışacaktır.

Düzenli bakımın ücretini karşılayabilecekseniz...
Sarışın olmak hiç de ucuz bir işlem sayılmaz. Sarışınlığı üzerinizden hiç çıkartmadığınız bir aksesuar olarak düşünün. Bu nedenle uygun ürünler ve gerektiğinde rötuşlarla onu en iyi şekilde muhafaza etmeniz gerek. Bu da mali açıdan sizi sarsabilir.

Erkeklerin ilgi odağı olmak sizi rahatsız etmeyecekse...
Sarışınlığın bu kadar popüler olmasının en büyük nedeni fark edilir bir renk olması ve çoğu erkeğin kadında sarışınlıktan hoşlanması.

Sarı rengi muhafaza etmenin yolları:
Boyayı evde kendiniz yapacaksanız, sıcak tonlardan (altın ya da bal rengi gibi isimleri olabilir) ziyade, soğuk, nötr tonları tercih edin. Sıcak tonlarda bir boya saçların turuncuyadönük bir sarıya dönüşmesine sebep olabilir.

Alkolden kaçının. Sarışınların çoğu kuru, mat saçlardan şikayet eder. Yüksek oranda alkol içeren ürünler kullanmak bu durumu daha da ciddi bir problem haline getirebilir. Peki alkolhangi ürünlerde mevcuttur? Saç spreyi, saç jeli ve köpüğü. Bu nedenle saç ürünleri satın alırken ambalajı mutlaka okuyun.

Beyazlaştırma işini dişlerinize saklayın, saçlarınızı o kadar açık renk tonlara boyatmayın. Platin tonları hoşunuza gidiyor olabilir ama bu sizi yorgun gösterir. Ama altın rengi zeminolarak kullanıp üzerine çok açık tonlarda sarı attırabilirsiniz.

Eğer saçlarınızı, kendi doğal renginin iki ton açığına boyatacaksanız, evde boyamayın, mutlaka bir salona gidin. Ne de olsa yürüyen bir muza dönüşme riskini almak istemezsiniz.

Eğer boya zamanınız geldiyse ama o an vaktiniz ya da paranız yoksa, dipten çıkan koyu renge bakıp kendinizden nefret etmektense, koyu, küllü sarı tonlarında bir boya alıp, bir dişfırçasıyla sadece diplere uygulayın ve bu boyayı saçınızda 3 dakikadan fazla tutmayın. Bu, saç diplerinin koyu renginden kurtulmanızı sağlar ve size birkaç haftalık zaman kazandırır.

Sarı saçlılar için makyaj önerileri:,
Şeftali tonları sarışınlara çok yakışır. Kırmızı dudak boyası kullanacaksanız, parıltılı bir kırmızı ruju daha ziyade geceleri kullanmayı tercih edin
. Siyahtan ziyade kahverengi rimel kullanın. Bu, saç renginizle daha az kontrast oluşturur.

Kahverengi sizin için doğru renk mi?
Aşağıdakilerden en az ikisi size uyuyorsa, saçlarınızı kızıl renge boyatmak iyi bir fikir olabilir.

Saçlarınız mat bir kahverengi ise...
Doğal saç renginiz, zengin kahve tonlarından uzak, donuk bir tondaysa, ışıltılı, koyu bir kahve size yakışacaktır.

Fazla uğraştırmayacak bir renk arıyorsanız...
Eğer doğal saç renginiz çok açık sarı değilse, kahverengi saçların bakımı çok kolaydır
. Hatta evde kendiniz bile yapabilirsiniz, hata payı çok düşüktür.

Saçlarınız yıpranmış ve matsa...
Koyu renk boyalar ışığı en iyi şekilde yansıtır, saç kırılmalarını saklar ve saçlardaki yıpranmışlık görüntüsünü en aza indirger.

Kahverengi muhafaza etmenin yolları:
Seçtiğiniz kahve tonunu saç kesiminize uydurun
. Saçlarınız bir boydaysa, daha koyu bir kahve kullanın ki, rengin etkisi artsın. Eğer saçlarınız kısa ya da çok katlıysa, o zaman uçları biraz daha açık boyayın. Böylece boyadaki dalgalanma, saç kesiminizi de belirginleştirir.

Uçlarda gezinin. En çok dikkat çeken esmer saçlılar, ya çok koyu, ya da çok olanlardır. Eğer saç renginizin tonu ortalarda geziniyorsa, o zaman boya çok da başarılı sayılmaz.

Saçlarını evde boyayanların en sık yaptığı hata, çok sıcak tonda bir kahverengi uygulamaktan kaynaklanan turuncumsu renk
. Eğer altın-kahve tonlarının peşindeyseniz, bir kutu altın kahve, bir kutu da nötr kahverengi boya alıp bu ikisini birbirine karıştırın ve karışımı saçlarınızda kullanın.

Mümkünse saç spreyinden uzak durun. Hiçbir şey, pırıl pırıl parlayan kahverengi saçların parlaklığını saç spreyi kadar çabuk yokedemez. Eğer illa böyle bir şekillendirici kullancaksanız, o zaman mutlaka parlaklık veren bir serum da kullanın.

Siyahtan uzak durun. Eğer saçlarınızın kahverengini , koyu kahvenin de ötesinde koyu bir renge boyamak istiyorsanız, mutlaka bir kuaför salonuna gidin. Saçınızı bir kere mavi-siyaha boyadınız mı, geri dönüş yoktur. Bundan sonra rengi açmanın tek yolu, hem cebinizi, hem de saçlarınızı yıpratacak okkalı bir kuaför işlemidir.

Kahverengi saçlılar için makyaj önerileri:
Bol bol siyah renk rimel kullanın. Koyu renkteki saçlarınızı dengelemek için koyu renk kirpiklere ihtiyaç duyacaksınız.

Göz makyajınızda renklerle istediğiniz gibi oynayın
. Saç renginiz dramatik bir makyajla iyi görünür.

Koyu renkteki saçlarınız, cildinizi solgun gösteriyorsa, ihtiyacınız olan şey ışıltılı bir bronzlaştırıcıdır. Guerlain'in Terracotta'sı tarzı bir şeyler deneyebilirsiniz.


Devamını okuyun...>>

Dolgun Saçlara Sahip Olmak

Saçınızı daha iyi gösteren belli saç kesimleri vardır. İşte daha çekici bir saç için en iyi 5 kesim...

Saç kesimi "İyi", bir saç telinin çapına işaret eder. Bu yüzden, çok olan iyi saçlara sahip olabilirsiniz, çünkü bir santimetre kare’de birçok saç teliniz olabilir. Ayrıca çapı küçük olan ve hatta sayısı da az olan iyi ve ince saçlarınız olabilir. Yaş, diyet, stres, ilaç tedavileri ve diğer etkenler iyi fakat çok saçı inceltebilir ve seyreltebilirler. Saçın iyi veya hem iyi hem de seyrek olması sizin hangi seçimi tercih etmeniz gerektiğini belirler. Genel kural olarak, saç kısa ise ve tek boyda ise, daha dolgun gözükür.

Bu yüzden, her hangi bir iyi saç için en iyi 5 kesim şunlardır:
1- Küt kesim
Binlerce değişik şekli vardır. Kulak mememesi hizasındaki kısa küt kesim saçı çok sağlıklı ve gerçek sayısından iki kat daha fazla gösterir.

2- Kat kat kesim
Genellikle saç uçları aynı uzunlukta değildir. Omuz hizasında kesildiğinde iyi, seyrek saçlara hem tarz hem güzel bir sekil kazandırır ve bakımı kolaydır.

3- Düz kesim
Aynı uzunlukta kesilir. İnce veya oval yüzler için idealdir.

4- Kırık kesim
Herhangi kısa bir kesim olabilir. Genç kadınlarda cool bir hava oluşturur. Eğer 45 yaş üzerindeyseniz, çene ve gerdan profilinizde neler değiştirdiğine inanamayacaksınız. Ayrıca kısa ve kırık kesimler dikkati gözlerinizde toplar.

5- Orta boy kesim
Saçlarınız omuzlarınız hizasında hatta daha uzun olduğunda çok hoş bir şekil alır. Omuzlarınız üzerinde gezinirken, içindeki hafif katlarla hoş bir hacim kazandırır.

Ayrıca
Saçlarınız omuz hizasında veya daha uzunsa, dilerseniz, özenle kesilmiş katlar saçlarınıza dolgunluk ve boyut kazandırır. Ancak, çok fazla kat yapılırsa, şekil bozulur ve iyi saç ince ve mat görünür.

Saçınızın şekli başınızın boyutlarıyla uyumlu olsun. Kulak arkanıza ulaşabilen kesimleri tercih edin. Bu saçınızı doğal olarak daha çok gösterir.Eğer uzun görünmesini istiyorsanız, katlı kesimleri tercih edin. İyi saçlarda kısa kesim, biçim kaybetmeye başladığında kötü görünür.

Kaçınılması gerekenler
Hafif ve kaliteli jöleleri tercih edin, ağır jöleler saçınızı sönük gösterir.Saçınızın her iki tarafını da 30 cm uzaklıktan spreylemiyorsanız parlatıcı ve silikon spreylerden kaçının.

Saçınıza Hacim Kazandırın
Saçınız düz ve yumuşaksa ne yaparsınız? İşte size her yerde işinize yarayacak bir kaç ipucu.

1- Saçınızın dolgun görünmesi, hacim kazanması için en basit yollardan biri saçınızı kurutmaya başınızın yukarısından başlamanızdır. Çünkü saçlar kökten uca doğru kurur. Bu küçük ev hilesiyle saçınızı kendi kendine kurutmanız için biraz zamana ihtiyacınız vardır. Hacim verici şampuanlarla yıkadıktan sonra saçlarınızı düz tarayın, başınızın üstünde toplayın veya uçlarını yumuşak bir şekilde kıvırın. Saçlarınızı basit bir at kuyruk yapabilirsiniz. Bu saçlarınıza hacim kazandırır ve kısa, ince saçları bile bu şekilde kurutmak zaman alır.

2- İki adımda kurutun ve şekil verin. Saç kurutma makinesiyle yüksek ısıda kuruttuktan sonra saçınız %80 kuru iken şekillendirici kullanın. Şekil vermeye başlamadan önce saçınızı ne kadar çok kurutursanız, verdiğiniz şekil o kadar kalıcı olur ve dolgun gözükür.

3- Daha fazla hacim istiyorsanız, başınız dik bir haldeyken, saçlarınız yuvarlak bir fırça ile düz bir şekilde yukarı kaldırın. Bu başınızı eğip yapmanızdan daha iyidir.

4- Kolayca hacim kazanmasını mı istiyorsunuz? Yılladır saç uzmanları, saçları normalde istediğiniz yönün tersine taramanızı tavsiye etmişleridir. Bu işe yarar çünkü saçları bir yöne kaldırıp kurutursunuz ve daha sonra ters yöne tararsınız. Doğal olarak dik dururlar.

5- Saçlarınızı tersten kurutmanız saçlarınızı daha dolgun gösterebilir ancak dikkatli olun bazen bu işlem saçlarınızın elektriklenmesine neden olabilir.

Son birkaç ipucu
Kısa saçlar, koyu renklerde daha kalın telli görünür, açık sarı ise daha ince gözükür. Eğer saçınız ince ve açık sarı ise, saçın yüzeyine sürülen parlatıcılar kullanarak, parlaklık ve boyut kazandırabilirsiniz.

Kısa saçlarda daha az ısı kullanmanız ve bu yüzden saç kurutma makinenizin maksimum gücünü kullanmamanız gerektiğini duymuşsunuzdur. İşin aslı, saçlara uzun zaman ısı uygulamanızdır. Bu yüzden saçınızı yüksek ısıda ama kısa sürede kurutun. Düşük ısıda uzun süre saç kurutmayın.

Bütün bunlar size uzun ve zahmetli geliyorsa piyasada bulunan saçlarınıza hacim kazandıran (Blendax gibi) şampuanlar vardır, bunları alabilirsiniz.

Yüksek hacimli saçlar için kolay ipuçları
Uzun saçlarla ilgili en büyük sorun, çabuk yıpranmasıdır. Kadınlar uzun ve yumuşak saç isterler ama dolgun ve gösterişli olmasını da isterler. İşte bunu elde etmenin birkaç yolu:

Dolgunlaştırıcı şampuanlar
Hacim veren şampuanlar saçın her bir teline etki ederler.

Daha fazla hacim
Saçınız kurur kurumaz hemen sönüyorsa, bir sonraki yıkadığınızda, bir sandalyeye oturun ve saçlarınızı dizlerinizin üstüne bırakın. Saçınızı, parmaklarınızı tarak gibi kullanarak tarayın ve kurumaya yakın saç kurutma makinesini kullanın. Saçlarınızı geriye attığınızda, saçlarınızın iki katı hacim kazandığını göreceksiniz.

Köpük yardımı
Hacim arttırmak için uygun olan şekillendirici ürün köpüktür ve geniş fiyat seçenekleri vardır.

Arkaya tarama
Saçlarınızı biraz arkaya taramak, kısa sürede hacim kazandırabilir ama saçlarınıza ne kadar yüklendiğinizin farkında olun. Çünkü fazla yüklenirseniz saç telleriniz zarar görebilir.

Çabuk hacim
Uzun saçlara hacim vermek için, havlu ile kurulayın ve saçlarınızı başınızın üstünde toplayın ve kalın bir lastik ile bağlayın.Saç kurutma makinesi ile kurutun ve daha sonra açın. Bu saçınıza çabucak hacim verecektir.


Devamını okuyun...>>

Saç Bakımı Nasıl Yapılır ?

Öncelikle saç derinize göre şampuan seçerek işe başlamalısınız... Yani eğer saç diplerinizde kepeklenme varsa, kepek şampuanı kullanmanız şart. Ama aynı zamanda röfle saçlarınızı kuruttuysa, saçlarınıza hangi şampuanı kullanırsınız? Cevap yine kepek şampuanı tabii ki... Çünkü gerçek anlamda saç kırıklarınızı onaracak bakım kreminiz olacaktır. İşte bu sebeple seçeceğiniz bakım kremi mutlaka onarıcı ve güçlü etkiye sahip bir krem olmalıdır...


Sanırım buraya kadar anladınız. Peki saçınızı kaç kere şampuanlamalısınız? Mesela normalde saçlarınızı 2 günde bir yıkadınız ama bu hafta sular kesikti ya da fırsat bulamadınız ve 4 gündür saçınızı yıkayamıyorsunuz... Ne yapmalısınız? 3 şampuan ancak temizler diye düşünüyorsunuz, saç dipleriniz de çok yağlanmış. Zaten çok çabuk yağlanan bir cilt tipiniz de var. O zaman öncelikle saçlarınızı sabah yıkadığınızda akşam dipleri yağdan parlıyorsa yağlı saç şampuanı kullanın, ama asıl önemlisi saçlarınızı 4 gün sonunda yıkarken 2’den fazla şampuan yaparak saçlarınızı yıpratacağınızı bilmenizdir
. Kısacası 3’ten fazla şampuan saça zarar verir!

Doğru yıkama şekli nasıl olmalıdır ?

Birinci şampuanlamanın ortasında, saçlarınıza biraz daha su ilave edin ve yıkamaya devam edin... Sonra çalkalayıp ikinci şampuanlamaya başlayın
. Böylece saçlarınız temizlenmiş olacaktır. Eğer fazla yaparsanız uçlarınızı iyice kurutmuş olursunuz bilesiniz. Ve kremlemeye gelince; saçınızın suyunu sıkın ve kremi emebilecek hale getirin, gerekirse havluyla nemini banyodayken alabilirsiniz. Böylece etki 3 katına çıkar. Çoğunlukla banyoda sürülen krem saçtaki fazla su nedeni ile etkisini tam veremez ve tabiî ki uygulama yaparken saç boy ve uçlarına dikkatlice yedirin. Saç diplerine sakın krem sürmeyin, çünkü bu tarz bir uygulama saçınızda dökülmelere neden olacaktır.

Saçınızı yıkarken çok sıcak su kullanmayın ve tırnaklarınızla kaşıyarak saçlarınızı yıkamayın. Bu tarz etkenler saç derisindeki yağ keselerinin fazla çalışmasına ve saçınızın yağlanmasına neden olur.

İşte saç bakımının temeli şampuan ve krem kullanımı hakkında aklıma gelen önemli detaylar bunlar. Yakında evde saç bakımı adına neler yapılabilir sizlerle paylaşacağım…

İlker Yavrutürk


Devamını okuyun...>>

Sac Bakımında Doğal Yöntemler

Doğadan, saçlarınızın gerçek parlaklığını, dolgunluğunu geri istemek için geç kalmayın.

Saç, güzelliğin en önemli unsuru... Herkes şahane saçların peşinde ama saçına düşkün olanlar, biraz da doğal olana ilgi gösterseler belki karşılığını daha kısa sürede alacaklar.

Doğadan, saçlarınızın gerçek parlaklığını, dolgunluğunu geri istemek için geç kalmayın. Rüzgarda savrulan, güzelliği ortaya çıkaran o canlı saçlara kavuşmak için tabiatın sesine kulak vermek yeter... Çağımızda doğal ürünlere yönelik ilginin artmasının nedeni, sadece "doğa haklıdır" anlayışından kaynaklanmıyor. İnsanlar aynı zamanda tarih boyunca "sihirli formüller"in peşinde olmuşlar. Bir krem, ya da bir özel maske ile güzelliğin sırrını bulabilme heyecanını yaşamışlar. "Güzellik iksiri" mucizesi, eski zamanlardan beri biliniyor. Biz de bu formüllerle yıllardır uğraştığımız için, doğru anlamda yol gösterme çabası içindeyiz. Saç sorununun kadınlar için ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz; çünkü nasıl ki, duvarda asılı bir resim, çerçevesiyle değer kazanıyorsa, kadın güzelliği de saçlarla ortaya çıkıyor. O yüzden, saçı sağlığına kavuşturmak önem taşıyor.


Peki nedir saç sorunları? Saçlar sadece dış etmenlerden dolayı bozulmuyor. Çağımız imaj çağı. 16 yaşından 50 yaşına kadar herkes saç boyatıyor, ya da perma yaptırıyor. Bunlardan dolayı "kimyasal işlem"lere maruz kalıyorlar. İşte bu kimyevi maddelerin etkilerinden korunmak için de doğal ürünlerden büyük yardım görüyorlar.

Arı poleni ve bitki özüyle çok özel bakım
Unutmayın saçınızın neye ihtiyacı olduğuna kendiniz karar verirseniz yanılabilirsiniz. Şimdi koca bir yaz bitmek üzere. Deniz, kum ve güneş saçlarımızı hayli yıprattı. Kuru ve cansız hale getirdi. Tuzlu deniz suyu (veya havuz suyundaki klor) tahmin edemeyeceğiniz şekilde deformasyon yaptı. Saçları eski haline kavuşturmak için de özel bakım şart. Peki bunun için ne yapmalı? Merak etmeyin, saçın canlılığını ve parlaklığını yeniden kazandırmak için doğal yöntemler var. Yıpranmış haline bakıp, dökülen saç tellerinizi sayıp üzülmenize hiç gerek yok! Saç için özel ürettiğimiz arı poleni ve bitkisel saç toniği dökülmelere son veriyor! Birçok sorunu da ortadan kaldırıyor. İnce telli ve cansız saçlar ise özel üretilmiş saç bakım yağı ile de onları eski haline kavuşturmanız hiç zor değil.

Gür saçlar hayal değil
Herbalium'un saç dökülmeleri için oluşturduğu saf bitki özlerinden oluşan "Bitki Özleri Karışımı", 45 gün düzenli kullanımda çok iyi netice veriyor
. Tamamen kel olmuş bir yerden saç çıkarmıyor, fakat cansız saç tellerini gürleştiriyor. Hatta sarı tüyleri bile normal saç teli haline getirebiliyor. Dolayısıyla, saçlarınızda belirgin bir dolgunluk meydana geliyor. Bu bitki özleri karışımı, her gün veya gün aşırı saç diplerine friksiyon yapılarak sürülüyor.

Bu özel karışım, saç derisinde uygulama yapılan bölgede kan dolaşımını hızlandırıyor ve saç köklerinin daha iyi beslenmesini sağlıyor. Öte yandan yağlanma de varsa, gideriyor. Ayrıca günde 1 tatlı kaşığı saf arı poleni tüketilmesini de öneriyoruz. Polenin içerisindeki birçok vitamin, mineral ve amino asit kan yoluyla saç dökülmesi sorununa faydalı oluyor
. Kanda, saç dökülmesine sebep olabilecek bir eksiklik varsa gideriyor.

Bitkisel saç toniği nasıl kullanılır?
Saçlarınıza bitkisel saç toniği ile de bakım uygulamınz gerekiyor. Bu tonik, her gün veya gün aşırı saç diplerine friksiyon yapılarak sürülüyor. Yüzde yüz saf, özel bitki özlerinden elde ettiğimiz "Bitkisel Saç Toniği" her gün veya gün aşırı dökülme olan bölgeye birkaç damla damlatılılıyor. Parmak uçları ile masaj yapılarak sürülüyor
. Tavsiye ettiğimiz kullanma şekli, akşam sürüp sabah uyanınca saçların yıkanması... İlk 15 günde saç dökülmesi duruyor ve cansız teller kuvvetlenmeye başlıyor.

Saç bakım yağınn etkisi
Diğer bir ürünümüz ise dökülme sorunu olmayan fakat yıpranmış, kırılan, ince telli saçlar için ürettiğimiz Saç Bakım Yağı. Bu saç tipine özellikle bayanlarda rastlanıyor. Çok sık fön çekilmesi, boyanması ve boyanma esnasında saç telinin çeşitli kimyasal maddelerle temas etmesi sonucu ortaya çıkan sorunları gideriyor
. Bu yağ, haftada 3 defa saç tellerine sürülerek kullanılıyor. İlk kullanımdan itibaren etkileri ortaya çıkıyor.

Bu bakım yöntemlerinin size sağlayacağı sadece çok özel saçlara sahip olmak değil elbette... Doğanın hediyesi olarak, saçlarınızdaki parlaklığa, kalıcı dolgunluğa sahip olmanın ardından, daha huzurlu ve daha mutlu ruh haline kavuşuyorsunuz.


Devamını okuyun...>>

Saçınızı Kestirmekten ve Denemekten Korkmayın

Saçınızda hangi modeli tercih ederseniz edin, saçınız görünüşünüzde önemli bir rol oynar. Saç bakımı evde başlar. Ama saçı gün boyu formda tutmanın bir çok yolu vardır. Çözüm çok basit.

İşe sert ve kısa modellerden uzak durarak başlayın. Saçınız uygun durumda ve parlak olsun ama yağlı olmasın. İnsanlar özellikle hacimli saçlara çok dikkat ederler. İncelik isteyen detaylı şekillerden kaçının. Sizin istediğiniz, yumuşak, kadınsı ve hoş bir saç.

Sağlıklı, iyi şekillendirilmiş, yıkanmış ve bakım yapılmış saçlar, gün içinde pek fazla ilgi gerektirmez. Eğer gerekli şekil verilmişse
, yapılması gereken pek fazla bir şey yoktur. Düzenli yıkama, formunu ve hacmini korumada yeterli olacaktır.


Devamını okuyun...>>

Saçlarda Bitlenme Sorunu

Bitler başında yerleşip üreyecek bir kurban ararken ince eleyip sık dokumazlar. Kadın, erkek, şu aile bu aile diye de ayırım yapmazlar. Birinin başından ötekine gezmeye gitmeye, bir de temiz saçlara bayılırlar.Okula, anaokuluna ve kreşlere giden çocuklarda bitlenme olayı sık sık görülür. Tarak ve ve saç fırçalarını, bisiklet miğferlerini paylaşmak, hatta başında bit olan bir kimseye yaklaşmak bile bitlenmek için yeterlidir.Bitler kan emici böceklerdir. Renkleri grimsi beyaz, boyları ise üç milimetre kadardır. Bitlenme yılın her mevsiminde olabilir. Bitler; hastalık taşıyıcısı olmamakla birlikte kaşıntı yaptıkları için sık sık kaşınan yerlerde deriyi tahriş edebilir ve enfeksiyona yol açabilirler. Biti görmek güçtür fakat beyaz sirkeleri göze daha kolay görünür. Sirkeler, saça yapışık dururlar ve görünümleri saç kepeğine çok benzer.

Bitlendiğimi Nasıl Anlarım ?
Kişinin başı devamlı kaşınıyorsa; bitten kuşkulanmak yerinde olur. Bitlenen kişinin başını koyup yattığı yastığın üzerinde görülen siyahlı beyazlı tozlar bitlerin dışkısı ve kaşınan deriden dökülen tozlar olabilir. Koyu renk saçlar arasında bitlerin sirkelerini görmek daha kolaydır. Açık renk saçlarda daha zordur. Sirke araması güneş ışığı gibi kuvvetli bir ışığın altında yapılmalıdır.
Saçtaki kepekle sirkeleri ayırmak zor olmakla birlikte fırçalanınca saçtan dökülmeyen ve saça yapışık kalan beyaz tozlar sirke olabilir. Sirkeleri bulmanın yollarından biri saçları iyice tarayarak lastik band ve tokayla dörde ayırıp bağlamaktır. Dörde ayırdığınız saçın bir bölümünü elinize alarak parmaklarınızla ve sık ve ince dişli bir tatakla tarayın ve saçta ve saç diplerinde sirke olup olmadığını kontrol edin. Sirkeler genellikle, kulakların üst ve arka tarafındaki saçlar ve kahküller arasında bulunurlar.

Bitlenme Nasıl Tedavi Edilir ?
Eczaneden bit öldürücü bir şampuan satın alın. Bitleri öldürmek için kesinlikle gazyağı veya sinek öldürücü spreyler kullanmayın. Özel şampuanı kullanırken kullanma talimatını dikkatle okuyun. Şampuanı kullandığınız banyonun havalanmasının iyi olması gereklidir. Gebeyseniz bu şampuanı ne kendi saçlarınız için kullanın ne de bu şampuanla bir başkasının başını yıkayın.Şampuanı önce saç diplerine uygulayın sonra da bütün saçları kaplayacak biçimde başa yayın. Dikkat edin: şampuan gözünüze kaçmasın. Başka birisinin başını yıkarken gözlerine bir bez kapattırın.

Şampuanlama bittikten sonra saçlarda sirke görebilirsiniz ama, bunlar ölmüş sirke olabilir. Sirkeleri iki tırnağınızın arasında kırmaya çalışın. Patlayarak kırılan sirkeler canlı sirkelerdir. Geri kalan sirkeleri temizlemek için saçları sık ve ince dişli bir tarakla tarayın. Yedi gün sonra saçları bu özel şampuanla tekrar yıkayın.Evde birisi bitlendi mi diğerleri de bitlenebilecegi için herkesin bit temizliğinden geçmesi gerekir
. Evdeki bütün tarak ve saç fırçalarını saçlara takılan süsleri, şapkaları, yatak çarşaflarını gecelikleri ve giysileri sıcak suyla yıkayın.

Çocuğunuzun Okuluna Mutlaka Haber Verin !
Çocuğunuz bitlendiyse gittiği okula veya kreşe haber verin ki diğer anne babalar da çocuklarını kontrolden geçirebilsinler. Diğer çocuklarda hala bit varsa sadece sizin çocuğunuzun temizlenmesi yeterli olmayacaktır.

Bitlenmeyi önlemek zor olmakla birlikte tehlikeyi azaltmak için çocuklarınıza şapkalarını, taraklarını ve saç firçalarını başkalarıyla paylaşmamayı öğretin
. Çocukların saçlarını sık sık kontrol edin. Bite rastlarsanız utanmayı bir kenara koyarak çocuğun gittiği okula haber verin.


Devamını okuyun...>>

Dökülen Saçların Tekrar Çıkması Mümkün Mü ?

Kellik çok güzel görünebilir. Ama her erkekler, hem kadınlar için saçlarını kaybetme düşüncesi pek de hoşlanılacak bir durum değildir.

Bununla beraber günde 100 saç teline kadar olan bir kayıp normal karşılansa da, duştan sonra veya sadece saçınızı taradıktan sonra gördüğünüz kopan saç telleri sizleri ‘’acaba bunun önüne geçebilir miyim?’’ gibi bir soruyla baş başa bırakır.

Eğer saçlarınızı normalden daha fazla kaybettiğinizi düşünüyor ve gözlemliyorsanız, yapmanız gereken ilk şey, saç kaybına neden olan etkenleri bulmanızdır. Ne kadar çabuk bulursanız o kadar çabuk önüne geçersiniz.

Beslenmenin Saç İle Alakası Nedir ?
Saçlarınızın dökülmesine beslenme düzeniniz neden oluyor olabilir mi?

Eğer vejeteryan biriyseniz ve örnek olarak kırmızı et hiç yemeyerek demir eksikliği yaratacak besinler alıyorsanız, neden bu olabilir. Beslenmenizdeki bazı eksikler saç dökülmesi sorununa yol açabilir.
Eğer saç tellerinizdeki incelme ve güçsüzleşme ile beraber, tırnaklarınız da kırılgan ve ince bir hale gelmeye başladıysa, doktorunuza danışarak bir kan testi yaptırıp anemi olup olmadığınızı kontrol edebilirsiniz.

Ek olarak, omega-3 asitleri, B12 vitamini ve biotin bakımından zengin bir beslenme düzeni saç durumunuzda etkin bir rol oynayabilir. Elbette bu vitaminler dökülen saçlarınızı tekrar yerine koyamaz fakat, dökülmeyi önleyip, olan saç tellerinizin daha parlak ve güçlü olmalarını sağlar. Tatlı su balıklarından somon balığı da bu vitaminlerden bolca barındırmaktadır.

Yapılan bazı çalışmalarda, yeşil çayın saç dökülmesi konusunda önleyici bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Ancak çalışmaların bize sunduğu bulgular net ve kesin değildir. Antioksidan oranı güçlü her çeşit çay beslenmeniz için yararlı olabilir.

Kullandığınız İlaçları Gözden Geçirin?
Saç dökülmelerinin başka bir nedeni de kullanmakta olduğunuz ilaçlar olabilir. Birçok insan, kemoterapi tedavisi sırasında alınan ilaçların saç dökülmesine sebep olduğunu zaten bilir.

Fakat herkesin kullandığı yaygın ilaçlardan bazılarının da saç dökülmelerine neden olabileceğini pek kimse bilmez. Örnek olarak bazı kolestrol düşürücü ilaçlar, steroidler, yüksek kan basıncı ilaçları ve bazı hormon terapileri buna neden olabilir. Bazı hormon terapilerinde verilen metil testosterone, saç dökülmesini hızlandırabilir ve menopoz sonrası kadınlarda saçların zayıflayıp güçsüzleşmesine neden olabilir.

Doktorunuza danışmadan kesinlikle ilaçlarınız ilgili kararlar almayınız.

Saç Dökülmesinde En Önemli Etken Genlerde Gizli
Saçları dökülen, zayıflayan ve güçsüzleşen birçok erkek ve kadın da, eğer ki bunun altında yatan tıbbi neden bulunamamışsa, sorun genlerdendir. Esas olarak saç dökülmesi kalıtımsaldır ve anneden, babadan veya ailenin diğer üyelerinden kaynaklanabilir. Saçlarını erken yaşta kaybetmeye başlayan kadınların aile üyelerinin hem erkeklerinde hem kadınlarında saç dökülmesi sorunu yaşanmıştır
. İleri yaşlarda saç dökülmesi yaşayan kadınların saç yoğunluğu zayıflamıştır.

Erkeklerde ise suçlu 5 alfa –redüktaz enzimi olarak görülebilir. Bu enzim aracılığıyla testosteronun dihidrotestosterona (DHT) dönüşümüyle korelasyon göstermektedir. DHT, saç foliküllerini zayıflatır ve yoğunluğunu azaltır, zamanla bu süreç daha zayıf ve kısa saçların çıkmasına neden olur. Çıkan bu saçlar da çok kolay dökülürler. Vücutlarında 5 alfa –redüktaz enzimi bulunmayan erkekler de genelde saç dökülme sorunu yaşamazlar.

Kadınlarda oluşan genetik saç dökülmesi
, genel olarak saç derisinin hemen üst tabakasında oluşur, erkeklerdeki gibi alnın hemen üstündeki saç çizgisinin azalması şekilde gözükmez.

Suçlanmaması Gerekenler
Saç dökülmesine neden olan suçluların listesini yapmaya devam ederken, bazı etkenleri suçlamadan geçmemiz gerekmektedir. Saça başka renk vermek için sürülen boyalar veya havuz suyuna hijyen için eklenen klor, saçların dökülmesine sebebiyet vermez. Fakat bu gibi kimyasallar, saçı çok narin ve kırılgan bir hale getirebilir. Bu bakımdan saydıklarımızı minimum düzeyde tutmak saçın gücünü korumak açısından önemlidir.

Gelecek Umut Vaadediyor
Saç dökülmeleri konusundaki çalışmalar süratle devam etmektedir ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde kalıcı bir çözüm bulunacak gibi durmaktadır
. Araştırmacılar, saçın yeniden oluşması konusunda büyük ilerlemeler kaydetmişlerdir.

Fakat kalıcı bir çözüm bulunana kadar, yapılabilecek en iyi şey saç dökülmesini gözlemlediğiniz ilk andan itibaren bunu durdurmak için uğraşmaktır. Bu size saç dökülmesindeki miktarın minimuma inmesi faydasını sağlayabilir
. Saç dökülmesi uzun zamandan beri varsa, hemen umutsuzluğa kapılmayın, doktorunuzla konuşun, yapılabilecek tedavi yolları halihazırda bulunmaktadır.

Çok yakında saç dökülmesi sorunu, geçmişten bir anı olarak hatırlanacaktır.


Devamını okuyun...>>

Kısa ve Modern Saç Kesimleri

Yazın trendleri arasında kısa modern kesimlerin yeri ayrı. Başka hiçbir model kısa saç kesimi kadar her tip yüzde modern bir görünüm yaratmıyor.

Çünkü kısa saçı keserken kuaförün, optik olarak öne çıkarmak istediği ya da saklamak istediği yüz bölgeleriyle rahatlıkla oynayabilme şansı var. Ayrıca kısa saç kesiminde yer alan model seçeneği inanılmaz derecede fazla. İşte, kısa saçlar hakkında bilmek istediğiniz her şey...

Bugün klasik, yarın dağınık
Saçların şekli ruh halimize göre farklılıklar gösteriyor. Üstelik kısa saçlarda istediğiniz stilin etkisi diğer saç modellerinden çok daha fazla ortaya çıkıyor. İster jöleyle sıkıca arkaya tarayın, kremle dağıtın ya da köpükle ve spreyle şekil verin... Yıllarca uzun saç kullanıp daha sonra kestiren kadınların kendilerini kısa kesimli saçlarıyla daha bilinçli ve şık hissettikleri bilinen bir gerçek.

Trendlerin takipçisi
Kesimlerde birkaç küçük değişiklik, örneğin kaküllerde, işte yeni saç trendine ayak uydurdunuz bile... Bir sonraki kuaför randevunuzda saçınızın üst kısmında birkaç tutamı uzun bırakın, saçlarınız trendy perçemler olarak yüzünüze düşecektir. Ayrıca bu yazın saç trendleri arasında uçlarının rengi açılmış dağınık kesimler yer alıyor.

Maskülen kesim ya da feminen görüntü
Boyun bölgesi ve yüz formu dışında sahip olduğunuz kafa şekli de saçlarınızın ne kadar kısa olacağı konusunda söz sahibidir. İlginç bir yüz şekli ve güzel gözler sıradışı bir kısa kesimle daha da vurgulanabilir. Örneğin, maskülen ya da gergin yüz hatları, ense kısmı kısa ve kulakları açıkta bırakan bir kesim hiç de seksi görünmez. Onun yerine arka kısımların yer yer uzun bırakıldığı, dağınık görünümlü ve yumuşak geçişli kesimler yüze modern bir hava kazandırır. Eğer kafanızın arka kısmı yuvarlak değilse o zaman çok kısa kesimlerden kaçınmalısınız.

İnce telli saçlarda dolgun etki
Aşağı yukarı kulak hizasındaki basamaklı kesimler saçlara hacim verir. Bol kat verilmiş saçlar ise olduğundan çok daha zayıf görünür. Eğer ince telli ya da seyrek saçlara sahipseniz saçınızın aynı uzunlukta olduğu modelleri tercih etmelisiniz. Köpük ya da spreyle güçlendirilmiş saçlar aynı zamanda dolgun bir görünüm de kazandırır.

Hasar görmüş saçlara form kazandırmak için
Dağınık kısa kesimli bir saç ya da katlı modern kesimler, uçları incelmiş ve hasar görmüş saçlara yeniden form kazandırır. Doğal buklelerde ise proporsiyonların uyumlu olması gerekir. Bu tarz saçlarda en iyisi ense kısmı uzun, uçlara doğru giderek incelen saç modelleridir.

Riske girmeden renk değiştirebilirsiniz
Sıkça yapılan denemeler kısa saçlarda uzunlara oranla çok daha kolay gerçekleşir. Üstelik beğenilmediğinde geri dönüşü de zor değildir. Düz formlu kesimlerde de platin sarı, mavi-siyah ya da bakır kırmızısı gibi sıradışı renkleri de uygulamak kolay olur.

Yüz şekilleri kesim için çok önemli
Sahip olduğunuz yüz formu aslında uygulamak istediğiniz her saç şekli için önem taşıyor. Saçlarınızı yıkadıktan sonra aynanın karşısında ortadan ayırarak dümdüz bir şekilde tarayın. Ellerinizle yüzünüzü iki yandan yumuşakça kavrayarak saç uçlarına kadar inin. Şimdi yüzünüzün yuvarlak mı, köşeli mi, üçgen mi ya da oval mi olduğunu göreceksiniz.

Dominant bir burun, çift çene ya da ince bir boyun gibi özelliklerden birine sahipseniz, yumuşak geçişli kesimler, hatları sertçe ortaya çıkaran kısa kesimlerden daha uygun olacaktır yüzünüze. Kate Moss'un oval yüzüne her türlü kısa kesim gider. Alın bölgesi, yanaklar, çene ve boyun da her türlü saç boyunu hoş gösterir. Aynı şey oval bir yüze sahip olan Sharon Stone için de geçerli. Bu yüzden alnı açıkta bırakan kesimler tercih ediyor. Üçgen bir yüz formuna sahip olan Rene Zellweger için de daha önce kullandığı bukleli saçlar uygun sayılmazdı. Yüzüne çene hizasını dolduran ve alın bölgesinden dökülen birkaç tutam saçla yuvarlak bir görünüm kazandırabileceğini keşfeden oyuncu, buna yakın bir kesim denedi.


Devamını okuyun...>>

Saça Uygulanan Kozmetik Ürünlerin Etkileri

Kişiliğimizin bir parçası olarak değerlendirilen saçlarımızın, bakımı ve şekillendirilmeleri kozmetiğin uğraş alanlarındandır. Saç dağılım, kalınlık, renk ve yoğunluğu kişilerde genetik olarak belirlenir, yaş ve ırka göre farklılık gösterir.

Saçın büyük bir kısmını çözünmeyen bir protein olan keratin oluşturur. Keratinde bulunan hidrojen, iyonik ve disülfür bağlarında yapılan değişiklikler ile kozmetik reaksiyonlar gerçekleştirilir.

Keratin, diğer proteinlere göre inert bir yapı gösterse de bazı reaktiflerle reaksiyona girebilir. Kaynar su, asitler, alkaliler, oksidan ve redüktör maddeler, saça etki edebilir ve kontrolsüz koşullar altında kullanılırsa, saça zarar verebilir.

Saçlar ancak kan dolaşımı ile maddelerin, özellikle de kükürt içeren aminoasitlerin saç folikülüne ulaşması ile beslenebilirler. İlaçların, vitamin veya mineral eksikliğinin ve eksik beslemenin saç gelişimini olumsuz yönde etkilemesi de bu şekilde açıklanabilir.

Saç uzamasını ve keratinizasyonunu etkileyen faktörlerin başında besin maddeleri gelir. Protein yetersizliği saçların dökülmesine, incelmesine ve beyazlaşmasına yol açar.


Saçların beyazlanması melanositlerin fonksiyonlarını kaybetmeleri ve sayıca da azalmalarına bağlıdır. Saç kökünde tirozinaz aktivitesinin vavaş yavaş kaybolmasından dolayı da saç beyazlaşabilir. Ayrıca kullanılan saç suları ve ilaçlar da saçların renginin değişmesine neden olabilir.

Düzenli saç bakımında temizliğin yanı sıra bakım ile ilgili kozmetik ürünlerin bilinçli kullanılması, oluşabilecek hasarların azaltılmasına ve saçın iyi bir durumda muhafaza edilmesine yardımcı olacaktır. İlgili ürünler baş derisini, saçı veya saç şeklini korumaya yönelik olabilirler. Bu ürünlerden beklenilen etkiler; temizlik, bakım, şeklin değiştirilmesi veya korunması ve saç renginin güzelleştirilmesi şeklinde sıralanabilir.

Saçın Anatomik Yapısı









1-Saç Temizliğinde Kullanılan Ürünler
a) Şampuanlar
Şampuanların kullanım amacı kirliliğin (sebum, ter, kepek, çevresel koşullardan ileri gelen kirlilik, saç kozmetiklerinden kalan artıklar) saça ve saçlı deriye zarar vermeden uzaklaştırılmasıdır. Şampuanların temel maddesini anyonik, katyonik, amfoterik veya noniyonik yüzey etken maddeler oluşturur. Yapılarında yüzey etken maddelerin yanında, kıvam verici maddeler, köpük stabilizatörleri, aktif maddeler, opaklaştırıcı maddeler, koruyucular, renk ve koku maddeleri yer alır.

2)Yıkama Sonrasında Kullanılan Saç Bakım Ürünleri
Yıkama sonrasında kullanılan saç bakım ürünleri saç ve saçlı deriyi etkileyerek, saçı besleyen, dökülmesini önleyen ve saçların sağlıklı büyümesini sağlayan ürünlerdir. Kozmetik açıdan en yaygın görülen yağlanma, kepek ve saç dökülmesi problemlerine karşı ve saçtaki tahribatların giderilmesine yönelik hazırlanmaktadırlar.

a) Saçta Kalan Saç Bakım Ürünleri
Yıkama sonrasında temiz saça uygulanan ve saçta bırakılan bu ürünler çoğunlukla sıvı emülsiyon şeklinde losyon ve kremlerdir. Jel şeklinde de üretilebilirler.

Kuaför işlemleri, UV ışınları gibi etkenlerle zarar görmüş saçların ve baş derisinin bakımında veya kepeğe karşı ya da yağlı saçların bakımında kullanılırlar. Saçı derinlemesine nemlendirebilmeleri, hücrelere oksijen taşınmasını artırmaları, saçlı deride mikro sirkülasyonu hızlandırmaları ve deri lipitlerini azaltmaları istenir.

Kullanım amaçları, yıkama sonrası saçların şekil almasını kolaylaştırmak ve verilen şeklin korunmasına yardımcı olmak, ıslak ve kuru haldeki saçın taranabilirliğinin artmasını sağlamak, saçtaki statik yükü azaltarak uçuşmasını en aza indirgemek, saça parlaklık vermek şeklinde sıralanabilir. Baş derisi ile ilgili problemlerde (kepeklenme, fazla yağlanma) bakım ürünü saçların yanı sıra baş derisine de sürülmelidir. Temizlik amacıyla kullanılan ürünlerden daha uzun süreli olarak baş derisi ve saç üzerinde bekletildiklerinden etkileri belirginleşmektedir.

b) Saç Kürleri
İleri derecede tahrip olmuş saç ve saç gövdesi için hazırlanan preparatlardır. Belli aralıklarla ve yıkama sonrasında uygulanır, uygulamanın ardından durulanmayarak, saçta bırakılırlar. Saç uzadıkça, saçlı deriden uzak kısımlarda kutikul pulları kalkmaya ve kırılmaya başladığından kutikulde bozulmalar meydana gelir. Bakım maddeleri saçın yıpranmış, kırılmış kısımlarına nüfuz ederek etkili olur, saçları dış etkilerden korur, dolgunluk ve hacim verir, elastisite, çekme kuvveti ve doğal ipeksi görünüm kazandırırlar.

Saç kürlerinin en önemli yapı taşları katyonaktif maddelerdir. Günümüzün polimerik katyonaktif bileşikleri saça sıkı olarak tutunur. Üç ya da dört yıkama boyunca saçta kalan bu maddeler keratin tarafından çekilir ve saça dolgunluk, parlaklık ve şekil alabilirlik gibi fiziksel özelliklerini yeniden kazandırırlar. Katyonaktif bileşiklerin yanı sıra son zamanlarda silikonlar da (örn. polidimetil siloksan) önem kazanmıştır. Sitrik, tartarik veya laktik asit gibi organik asitlerin ilavesi de etkiyi belirginleştirir
. Protein hidrolizatları, bitki ekstreleri ve vitaminler de bu ürünlerde yer alan aktif maddelerdir. Bu maddelerin baş derisini besleyici, baş derisindeki kan dolaşımını artıcı etkileri vardır.

c) Saç Suları (Saç Tonikleri)
Saç tonikleri genellikle saç büyümesini hızlandırmak ya da en azından dökülmesini engellemek amacı ile kullanılmaktadır. Günümüzde ise özellikle kepeğe karşı veya genel bakım amacı ile kullanımları ön plandadır.

d) Saçtan Durulanan Saç Bakım Ürünleri
Çabuk Kürler (Durulama Kürleri) Günümüzde, çabuk kürler (durulama kürleri) çok kullanılan ürünlerdir. Her yıkama sonrası kullanılan bu ürünler
, genellikle 5-30 dakika arası saçta bekletilirler. Saçı ince bir tabaka halinde kaplayarak bakım yapmanın yanında, saçın şekil almasını da kolaylaştırırlar. Formülleri saç kürlerinin formülleri gibidir daha az yağlı kısım içerirler.

3) Saç Şeklini Korumak Amacı ile Kullanılan Ürünler
Saç şeklini korumak amacıyla kullanılan ürünler; jel, sprey veya köpük şeklinde hazırlanabilir. Temel formüllerinde, distile su, alkol, polimerler, yumuşatıcı maddeler, etken maddeler, koruyucu, renk ve koku maddeleri yer alır.

a) Saç Boyaları
Saç boyaları; saçın rengini değiştirmek veya beyaz saça istenilen rengi vermek amacı ile kullanılır, geçici, yarı sabit ve sabit olabilirler. Geçici boyalar yıkama ile saçtan çıkabilen boyalardır. Yarı sabit boyalar zamanla, yıkama etkisiyle saçtan çıkar. Sabit boyalar ise yıkama ile çıkmaz, saçta kalırlar.

Saça uygulanan kozmetik preparatlar, günümüzde birden fazla amaca yönelik kullanım olanağı sunmaktadır. Örneğin, şampuanlar, formüllerinde yer alan renk koruyucu, nemlendirici, hacim verici maddeler ve vitaminler gibi çeşitli ilavelerle, temel etkileri olan temizliğin yanı sıra, bakım yapma özelliği de taşımaktadır. Ancak ürünün saçta bırakılma süresi ile orantılı olarak, etki süresinin de kısa olacağı unutulmamalıdır. Yıkama sonrasında kullanılan saç bakım ürünleri ise, geniş bir yelpazeye yayılmış olarak
, her saç tipine yönelik hazırlanmaktadır.

Sağlıklı görünümünü ve doğal dengesini korumak için mutlaka düzenli bir bakıma ihtiyacı olan saçlarımız için yapacağımız en doğru şey, saçın yaşam kaynağı olan saç derisinin de sağlıklı olması gerektiğini unutmamak ve kullanımı kolay, bileşimlerinde nitelikli hammaddelerin yer aldığı kaliteli ve saç yapısına uygun ürünleri kullanmaktır.


Devamını okuyun...>>

Saçı Sık Yıkamak Doğru Değil

Saçın sık aralıklarla yıkanması ve köklerinin tırnakla kazınması deride egzama hastalığına yolaçabiliyor.Cildiye Uzmanı Alaaddin Atalık, “saçın haftada 3 kez yıkanması gerekir” dedi.

Konya Numune Hastanesi’nde görevli Cildiye Uzmanı Alaaddin Atalık, çok sayıda kişinin yağdan kurtulmak için saçını sık aralıklarla yıkadığını söyledi. Bunun çok yanlış bir uygulama olduğunu ifade eden Atalık, ne kadar sık yıkanırsa yıkansın yağ bezlerinin saçı tekrar yağlandıracağını kaydetti. Atalık, sık yıkamaya bağlı olarak yağlanmanın kamçılanacağını vurgulayarak, “Saçı sık aralıklarla yıkamak doğru değil. Yağdan arındırılması için saçın her gün yıkanması deride tahribata ve kaşınmaya yol açabilir” dedi.


Öte yandan, yıkama sırasında daha iyi temizlik amacıyla saç köklerinin tırnaklarla kazındığını dile getiren Atalık, bu şekildeki şiddetli tırnak uygulamasının deriyi tahriş edeceğini ve egzama gibi hastalıklara yol açabileceğini anlattı.

Saç Haftada 3 Kez Yıkanmalı

Ayrıca, kıl köklerinin de tahriş olacağını ve kuruluğa bağlı olarak kaşınmanın artacağını belirten Atalık, “Saçın haftada 3 kez yıkanması gerekir
. Saç derisinde sürekli görülen kaşınma nedeniyle bazı kişiler, saçın yağlandığını düşünerek yıkamaya yöneliyor. Bu düşünceden vazgeçilmeli” diye konuştu.


Devamını okuyun...>>

Sağlıklı ve Parlak Saçlar Mı İstiyorsunuz?

Bakımlı saç, güzel saçtır. Ancak saçlarımızı tehdit eden bu kadar çok dış etken varken onların sağlığını, dolayısıyla güzelliğini korumak da pek kolay değil.

Her 3 kadından biri saçını boyuyor. Evet saç rengini değiştirip, yepyeni bir görünüme kavuşmak son derece eğlenceli bir iş. Ancak, güneş, rüzgar, klorlu su, kum ve deniz gibi dış etkenlerle saç renginin solması, işin pek de hoş olmayan tarafı. Tüm bu etkenlerin bir araya gelmesi, bizi matlaşmış, kurumuş ve rengi solmuş saçlarla baş başa bırakıyor. Peki ya çözüm? Tabii ki korumak. Ama sadece plajda geçirilen bir ya da iki hafta değil. Tüm yıl boyunca yapılan düzenli bakımlarla.

Saçın Rengini Korumak İçin Ne Yapmalıyız?
Saçların rengini değiştirmek, özellikle de açmak için yapılan tüm işlemler, ışığa karşı hassas. Güneş tarafından yayılan UV ışınları, saç boyasındaki pigmentleri etkiliyor ve renklerinin zamanla solmasına neden oluyor, işte bu nedenle koyu renk saçlar güneşin etkisiyle kızıllaşırken, sarı renk saçlar iyice açılırlar. Saçların rengini boyandığı ilk günkü gibi korumak için yapılacak ilk işlem, kuaförünüze de danışarak kaliteli bir saç boyası kullanmasını sağlamak. Tabii, saç açma tekniğinin de çok önemi var. Saçları bir seferde, birkaç tondan fazla açmak bu açıdan riskli olabilir. Saçlar çok dikkatli bir şekilde kademe kademe açılmalı.

Eğer saçlarınız ateş kırmızı, fındık kabuğu, mavi siyah ya da patlıcan moru gibi iddialı bir renkteyse, 10 günde bir şampuan boya kullanarak renginizi koruyabilirsiniz. Böylece kuaför seansları arasında da saç renginiz tam istediğiniz tonda kalabilir.

Daha Sağlıklı Saçlar Bunları Not Alın


  • Sarışınlar için en büyük sorunlardan biri havuza girdikten sonra saçlarının “yeşilleşmesi”. Bunun için saçları klordan koruyan ürünler kullanabilirsiniz.

  • Eğer saçlarınız çok kuruysa sadece saç kremiyle yetinmeyip, saçlarınızı nemlendirmek için özel nemlendirici saç maskelerinden faydalanın.

  • Saçları iyice durulamak çok önemli; hiçbir şampuan ya da krem kalıntısı kalmayacak şekilde tamamen durulamaya özen gösterin.

  • Saçlarınızı her gün kaliteli kıl bir fırçayla tarayarak, doğal şekilde parlamalarını sağlayabilirsiniz.

  • Eğer açık havada çok zaman geçiriyorsanız ya da tatile gidecekseniz, saçlarınızı istediğinizden birkaç ton daha koyuya boyatın. Güneşin etkisiyle istediğiniz tona daha doğal biçimde açılacaktır.

  • Eğer çok ince telli saçlara sahipseniz, güneşten koruyan yağ şeklinde olan ürünleri kullanabilirsiniz.

  • Güneşten ve dış etkenlerden korunmanın en iyi yollarından biri de, tabii ki saçlarınızı şapka ya da eşarpla korumak.

  • Elektriklenen ve kuruyan saçlarınızla başa çıkmak için, saça sürülen ve durulanmayan bakım kremleri oldukça etkili.


Devamını okuyun...>>

Hamileyken sac boyatilabilir mi

Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Alper Mumcu, yapılan çalışmaların hiçbirinde, hamilelikte saç boyatmanın zararlı olabileceğine yönelik herhangi bir bulgu elde edilemediğini söyledi.

Bazı doktorların hastalarına bitkisel özlü saç boylarını kullanmalarını önerdiğini de belirten Mumcu, “Piyasada bu türden çok sayıda ürün bulunmaktadır. Ancak bu ürünlerin içerikleri de incelendiğinde, tıpkı kimyasal boyalarda olduğu gibi pek çok katkı maddesinin bulunduğu kolaylıkla görülebilir” şeklinde konuştu.

Dr. Mumcu, hamilelikte saç boyatmanın zararlı olduğu yönündeki sorunun en sık karşılaşılan soruların başında geldiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bu sorunun cevabını vermek yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada çok zordur. Çünkü hemen hemen tüm toplumlarda, toplumun bir kısmı, bunun gelişmekte olan bebek için zararlı olacağını düşünürken, diğer kısmında da tam tersi düşünce hakimdir. Ne yazık ki bu fikir ayrılığı, kadın doğum hekimleri arasında da mevcuttur.”

Yapılan çalışmaların hiçbirinde, hamilelikte saç boyatmanın zararlı olabileceğine yönelik herhangi bir bulgu elde edilemediğini dile getiren Alper Mumcu, “Saç boyaları, hakkında en çok araştırma yapılan kozmetik ürünleridir. Kadınların ayda 1 ya da 2 kez saçlarını boyatmaları sırasında kullanılandan çok daha fazlasıyla yapılan hayvan deneylerinde, gelişmekte olan bebekte bir kusura ve anormalliğe sebebiyet veren bir etki saptanamamıştır. Sonuç olarak (Hamilelikte saçlarımı boyatabilir miyim?) sorusunun cevabı (evet)tir” diye konuştu.

Bazı doktorların hastalarına bitkisel özlü saç boylarını kullanmalarını önerdiğini de belirten Mumcu, “Piyasada bu türden çok sayıda ürün bulunmaktadır. Ancak bu ürünlerin içerikleri de incelendiğinde, tıpkı kimyasal boyalarda olduğu gibi pek çok katkı maddesinin bulunduğu kolaylıkla görülebilir” şeklinde konuştu.


Devamını okuyun...>>

Sonbahar-Kis Sezonunun Saclari

Uzun ve hacimli saçların ön planda olduğu yeni sezonda, kadınlar dağınık veya toplu modellerle doğal bir görünüm sergileyecek. Dünya modasını son yıllarda etkisi altına alan kadınsılık trendi, bu sezon yerini daha keskin ve sert çizgilere bırakıyor. Ancak saçlar bunun tersine kadınsı ve yumuşak modellerle giyimdeki sert havayı yumuşatıyor.

4 ana temanın hakim olduğu Sonbahar-Kış sezonunun koleksiyonları geçmişten izler taşıyor ve modern kadının tarzını yansıtıyor. Bu trendlerde saçların serbestliği, giyimin keskinliği ile karşıtlık sergiliyor.

Doğal, hacimli ve kadınsı saçlar bu sezon göz alıyorPantene’in güzellik sektörü ile paylaştığı saç modelleri, giyimdeki 4 ana tema çerçevesinde şekilleniyor.

Hacimli Saçlar
1950’lerin Balenciaga tarzının modern yorumu olan bu modeller dolgun ve hacimli ama hareketli değil. Bu saç modeli, verdiği güç ve özgüven duygusuyla hem kadınsı hem de erkeksi. Bir yandan olağanüstü zarif, diğer yandan da sert çizgilere sahip. Böyle bir modeli evde yapmak için; saçınızı yassı bir fırçayla kurutarak tarayın, alttan ve tepeden terse doğru fırçalayın. Hacmi korumak için bol bol saç spreyi sıkın ve daha fazla dolgunluk için parmaklarınızla ayırın.

Toplu Modeller
Şık bir atkuyruğu ya da klasik bir topuzla toplanan uzun saçlara takılan tokalar ve taraklar nostaljik bir hava katıyor. Bu modelleri saçlarınıza evde uygulamak için; saçınızı tamamen düz hale gelene kadar yuvarlak bir fırça ile tarayıp makine ile kurutun. İyice geriye çekip büyük bir topuz veya atkuyruğu yapın.

Uzun ve Dağınık Saçlar
Bu modelde doğal bir dolgunluk ve parlaklığa sahip uzun saçlar kurutulup dağınık bırakılıyor. Küçük bukleler ile hareketlendirilen uzun ve dağınık saçlar, podyumlarda egemen olan sert çizgileri biraz yumuşatıyor
. Uzun saçlarınıza evde şekillendirmek için; saçınızı yassı bir fırçayla tarayarak kurutun ve sıcak havayı farklı yönlerden vererek hacim kazandırın. Hafifçe fırçalayın ve doğal haline bırakın.

Dolgunluk ve Haraket
Sağlık ve rahatlığın ön planda olduğu bu modellerde buklelerin hacim kattığı doğal ve hareketli saçlar göze çarpıyor. Saçların pürüzsüz ve dolgun görünümlü olması çok önemli. Evde uygulayacağınız modelle de hacimli saçlara sahip olabilirsiniz: Saçınızı yuvarlak bir fırçayla tutamlar halinde kurutun
, hacim ve hareket vermek için fönü farklı açılarda tutun. Daha fazla hacim için köklere biraz saç spreyi sıkın.


Devamını okuyun...>>

Saç Dökülmesi Türleri

Saç Dökülmesi Türleri
Saç iyi çalışan fonksiyonları olan bir besleme ve dolaşım sistemine bağlıdır ve bu sistemlerin herhangi bir şekilde fonksiyonlarını yerine getirememesi durumunda saç büyümesi olumsuz etkilenir. Kişinin genel sağlık durumunun iyi olmasının saç büyümesi üzerinde olumlu etkisi vardır. Aşağıda saç kaybı türlerinden önemli olanlara değinilmiştir. Saç dökülmesi Mevsimlere ve kişilere göre değişken olup günlük olarak 60 ile 100 saç telinin dökülmesi normal kabul edilmektedir.

Saç kaybı türleri: Tıbbi adı Alopecia olan saç kaybının pek çok türü vardır. İlk olarak tüm saç kaybı türlerinin %80’ ini oluşturan erkek tipi saç kaybını ele alacağız. Bu bölümün sonunda saç kaybının nasıl ortaya çıktığını sadece erkekleri değil aynı zamanda kadınları da nasıl etkilediğine göz atacağız. Saç kaybının en sık görülen türü Alopeciadır ve farklı pek çok sebepten kaynaklanmaktadır.

Alopecia Androgenetica: Genellikle erkek tipi kellik olarak bilinir ve pek çok erkekte görülür. Bu tür kellik erkekte rastlanan kelliğin %95’ ini oluşturur. Kafanın tepe kısmında geri doğru çekilen saç çizgisiyle kendini gösterir. Bu durum ergenliğin sonuna gelmiş gençlerde olduğu gibi ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir ancak sıklıkla otuzlu yaşların sonuna doğru ortaya çıkar.
Alopecia Androgenetica da saç anajen evreyi kısa süreli yaşar ve saç kısa ve iyi görünümlü olur. Zamanla foliküller tamamen saç üretimini durdururlar ve tüm kafa bölgesi kel olur. Bu durumun köklü sebepleri kimyasal reaksiyonlardır. Testesteron ve sebum arasındaki reaksiyon sonucu dihydrotestosterone (DHT), olarak bilinen bir türev üretir ve bu doğal olarak deri tabakasındaki yağın gizlenmesine sebep olur. DHT saç folikülüne girer ve genetik olarak saç kaybına uygun olmasa bile kimyasal reaksiyonuyla saç folikülünü ve kökünü imha eder.

Geniş olarak alınan 5? reduktaz enzimi; yüksek oranda testesteronun dihydrotestosterona (DHT) dönüşmesini sağlıyor. Yüksek düzeydeki ( DHT ) hormonu saçtaki androjen reseptörüne bağlanıyor ve bu saç folikülünün gelecekteki yaşam döngüsünün sürdürülmesine yönelik fonksiyonlarını yerine getirmesini engelliyor. Bu problemle başa çıkmanın üç yolu aşağıda sıralanmıştır:

1. DHT oluşumunu kontrol etmek.
2. DHT saç folikülünün içine nüfuz etmeden onu saç derisinden uzaklaştırmak.
3. DHT saç folikülüne herhangi bir zarar vermeden önce onu folikülün içinden temizlemek. İlaçlar birinci durumda kullanılmaya son derece uygundur (Shen Min Men ve Shen Min Woman Tablet) ve çoğu zaman oldukça iyi sonuç verirler..

Alopecia Areata: Bu tür saç kaybı saçın döküldüğü bölgelerde yamalar şeklinde ortaya çıkar. Bu bölgedeki kellik bazen azalabilir bazen de daha geniş alanlara yayılabilir. Bazen kafanın herhangi bir bölgesinde ani olarak ortaya çıkabilir ve bu bölgede çok hızlı bir kellik oluşumuna neden olabilir. Bazen bu bölgelerde çok hızlı bir saç büyümesi de görülebilir. Bu durum her yaşta ortaya çıkabilir ve genellikle genç yaştakiler de daha sık görülür
. Herhangi bir cins ayrımı yoktur, hem kadında hem de erkekte eşit oranda görülme ihtimali vardır. Genellikle kafa derisinde ortaya çıkar ancak vücudun kıl çıkan herhangi bir bölgesinde görülebilir. Vakalar genellikle genetik olarak, stresle ilişkili veya herhangi bir hastalığın bünyeyi zayıf düşürmesiyle ilişkilendirilmektedir ve dolayısıyla doktor muayenesinde esas öncelik probleme sebep olan şeyi tanımlamaktadır.

Alopecia Totalis & Universalis: Alopeciadan muzdarip bir kısım insan yama şeklinde dökülmüş bulunan saçlarına hiçbir tedavi uygulamadan yaklaşık bir yıl gibi bir süre zarfında tekrar kavuşmaktadırlar
. Diğer durumlarda tüm saçlar veya tüm vücut kılları dökülebilir. Bu kadar geniş çaplı saç dökülmesinin bilinen bir sebebi yoktur ve saç folikülleri derinin altında yaşamaya devam ederler ve herhangi bir zamanda saç büyümesi imkanı vardır.

Diffuse Alopecia (Kadın Tipi Kellik): Diffuse Alopecia kadınlarda yıllar geçtikçe saç tellerinin incelmesi ile ortaya çıkar. Buna neden olan geniş bir çok sebep mevcuttur ve spesifik olarak tanımlanmış probleme tıbbi önerilerde bulunulabilinir
. Bu türde saç kaybında saç tellerinin incelmesi yıllar içinde gelişir fakat kafa derisinin bazı bölgelerindeki saçlar çok zayıfladığından, yıkama ve tarama yaparken kel bölgeler apaçık seçilmeye başlandığında dikkatli olmak gerekir. Saç kurumaya bırakıldığında son derece iyi görünür ve saç şeklinin nasıl olduğu önemli bir sorun değildir. Stres ve hormonal dengesizliğin bu duruma yol açan faktörler olduğu düşünülmektedir. Özellikle perma ve boyama gibi bazı saç şekillendirmelerinin ve yanlış kullanılan kozmetik ürünlerinin saç gövdesinin büyümesi üzerinde olumsuz etkileri vardır.

Traction Alopecia: Traction Alopecia kadınlarda çok fazla stresin saç üzerinde oluşturduğu baskı nedeniyle ortaya çıkar. Ayrıca sık saç taramanın, takılan tokaların, kıvırıcıların ve saç kurutma makinesi ile saç kurutmanın sonucu olabilir.

Toxic Alopecia: Yüksek teknolojinin kullanıldığı bir çağda yaşıyoruz ve çevremize sinsice sokulan kimyasalların pek çoğundan haberdar bile olamıyoruz. Toxic Alopecia bazı kimyasalların veya ilaçların alınması sonucu ortaya çıkabilir
. Bu tür alopesi genellikle sıtma, dizanteri, tifo, cüzam gibi hastalıklardan sonra ortaya çıkar. Kimyasalların saçımız üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini okumak sürpriz olmamıştır.

Psychosomatic Alopecia: Bu tür saç kaybı stres ve travma ile ilişkilendirilmektedir. Kişinin saçlarını kaybedeceği konusunda hiçbir sebep yokken aşırı kaygılanmasıyla ortaya çıkar.

Alopecianın sık görülen diğer türleri: Cicatricial Alopecia (yaralardan dolayı), Alopecia Adnata (doğuştan), Alopecia Follicularis (folikül yanması), Alopecia Senilis (yaşlılık), Alopecia Neurotica (sinir bozukluğu) dır.


Devamını okuyun...>>

Saç Dökülmesine Karşı Gıda Takviyesi

L’Oreal ile Nestle tarafından, kozmetik ve güzellik amaçlı gıda takviyesi üretmek amacıyla kurulan Inneov firmasının, saçta dökülmeye karşı etkisinin yanı sıra hacim ve parlaklık da verdiği belirtilen yeni gıda takviyesi satışa sunuldu.

İç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, “Saç tek bir yerden beslenir, o da kökten. Bunun için ya doğru besleneceksiniz ya da gıda takviyesi alacaksınız” dedi.

Ürünün tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Müftüoğlu, saç dökülmesinde tıbbi ve çevresel nedenlerin etkili olduğunu söyledi. Tıbbi nedenleri, “genetik faktörler, hormonlar, ilaç kullanımı, kötü beslenme ve yanlış diyet, ağır ameliyat ve kazalar, zehirlenmeler, çinko, demir ve selenyum eksikliği” olarak sıralayan Prof. Dr. Müftüoğlu, “Şok, diyetler, saçın en büyük düşmanı. Hiçbir diyetin ayda 4 kilodan fazla verdirmemesi lazım” dedi.

Çevresel nedenleri de “kirli hava, stres, alkol ve sigara kullanımı, şampuanlar, boya ve permalar ile yanlış ürünler” olarak sayan Prof. Dr. Müftüoğlu, şunları kaydetti: “Saçınız için kuaförlere değil, eczanelere ve doktorlara başvurun. Sorununuzu komşularla çözmeye çalışmayın. Saç tek bir yerdenbeslenir, o da kökten. Bunun için ya doğru besleneceksiniz ya da gıda takviyesi alacaksınız. Saç da bir organımız. Dolayısıyla kendiniz içinde faydalıysa saçınız için de o yararlı olacaktır.”

Prof. Dr. Müftüoğlu, dengeli ve sebze-meyve ağırlıklı beslenmek gerektiğini vurgulayarak, “Saçınızı haftada 2-3 kez yıkayın. Ilık su kullanın ve saçınızı fazla örselemeyin. Çok sıcak fönden uzak durun, dönem dönem şampuanınızı değiştirin ve kaliteli boya kullanın” dedi.

Yeni Ürün
Inneov Türkiye Ürün Müdürü Gülden Duykan da Avrupa’da anti-aging pazarında saç dökülme ürünlerinin ikinci sırada yer aldığını söyledi. Duykan, Türkiye’de de saç bakım ürünü kullanan her 2 kişiden 1’inin dökülmeye karşı ürün aldığını belirtti.

Bir insanda ortalama 100-150 bin saç teli bulunduğunu, sağlıklı bir saçın her gün 0.3-0.5 milimetre uzadığını anlatan Duykan, bir saç telinin ömrünün ortalama 4 yıl olduğunu ifade etti. Sağlıklı bir insanda günde ortalama 50-100 saç teli döküldüğünü dile getiren Duykan
, bir saç kökünden ömür boyunca 25 saç üretildiğinikaydetti.

Firmalarının 8 yıl boyunca 12 bin kişiyle yaptığı araştırma sonucu, saçın köküne müdahale etmek gerektiğinin ortaya çıktığını belirten Duykan, yeni ürünleri hakkında da bilgi verdi. Duykan, “taurin (deniz mahsulünden elde edilen protein), yeşil çay ve üzüm çekirdeği ekstreleri ile çinko” olmak üzere 4 etken maddeden oluşan gıda takviyesi ürününün
, saçta dökülmeye karşı etkisinin yanı sıra hacim ve parlaklık da verdiğini söyledi.


Devamını okuyun...>>

Dönemsel Saç Dökülmesi Mi Yaşıyorsunuz?

Kişilerin saç dökülmesine neden olan etkenlerle yaşamaya devam etmesinin saç dökülmesini kronikleştirebileceği belirtildi.

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zülal Erbağcı, ağır diyetler, aşırı uykusuzluk, stres ve geçirilen bazı ateşli hastalıkların dönemsel saç dökülmelerine neden olabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Zülal Erbağcı, günde yüz telden fazla saç kaybının “dökülme” olarak tanımlandığını ve saç dökülmesinin sıkrastlanan bir rahatsızlık olduğunu belirtti.

Hemen hemen her insanın hayatının belirli bir döneminde bu sorunla karşılaştığını ve saç dökülmesinin en sık karşılaşılan çeşidinin dönemsel saç dökülmesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erbağcı, “Bu tür saç dökülmesi saç derisinin belirli bir bölümünde değil genelinde görülür” dedi.

Ağır bir diyet sonrasında yeterli derecede vitamin ve protein alınamamasının vücudun diğer bölümlerinden daha fazla oranda saçları etkilediğini, ani yaşanan üzüntü ve stresin de dönemsel saç dökülmesinin etkenleri arasında bulunduğunu bildiren Erbağcı, şöyle konuştu:

“Ağır diyetler, cerrahi girişimler, aşırı uykusuzluk, stres ve geçirilen bazı ateşli hastalıklar dönemsel saç dökülmelerine neden olabilir. Ağır bir diyetten birkaç ay sonra, kıl foliküllerinin yeterince beslenememesi nedeniyle dökülme başlayabilir. Aşırı stres veuykusuzluğun da saç kalitesini etkilemenin yanı sıra saç dökülmesine neden olabileceği tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra tifo gibi geçirilmiş bazı ağır ateşli hastalıklar, yüksek dozda A vitamini alınması ve bazı ilaçlar da saç dökülmesini tetikleyebilir. Karaciğer ve böbrek yetmezliği, kronik hastalıklar ve uzun süre narkoz etkisinde kalmak da dönemsel saç dökülmesine yol açanetkenler arasındadır.”

Saç Dökülmesi Kronikleşebilir
Prof. Dr. Erbağcı, kendilerine saç dökülmesi şikayetiyle başvuran hastalara öncelikle ağır bir diyette olup olmadıklarını, ciddi bir hastalık geçirip geçirmediklerini ve ilaç kullanıp kullanmadıklarını sorduklarını; bu doğrultuda saç dökülmesinin nedenini tespit etmeye çalıştıklarını ifade etti.

Saç dökülmesinin beslenme bozukluğu ve diyete bağlı olduğunu tespit etmeleri durumunda hastaya, eksikliği saptanan vitamin, demir ve çinko gibi bazı mineraller içeren ilaçlar önerdiklerini ve diyeti kesmesi konusunda uyarıda bulunduklarını belirten Erbağcı, şöyle devam etti:“Bu kişilere ayrıca saçların dökülmesini azaltacak ve saçın yanı sıra tırnaklar üzerine de yararlı etkileri olan keratin, biotin gibi maddeler içeren ilaçlar önerebiliyoruz. Dönemsel saç dökülmesi, kalıcı olmayan bir saç dökülmesi türüdür. Saç dökülmesine neden olan etkenler ortadan kaldırıldığında saçlar da eski sağlığına kavuşur. Ancak kişinin saç dökülmesine neden olan etkenlerle yaşamaya devametmesi, yani ağır bir diyeti sürdürmesi, aşırı uykusuz kalması ve stresli bir ortamda yaşaması, dönemsel saç dökülmesini kronikleştirebilir.”

Erbağcı, mevsim değişikliği, kalitesiz boyalar, saçın çok fazla fırçalanması ve perma gibi kimyasal işlemlerin sık uygulanması, sigarakullanımı ve sık değiştirilen şampuanların da saç kalitesini bozan etkenler arasında yer aldığını kaydetti.


Devamını okuyun...>>

Saç Dökülmesi ve Saç Hastalıkları

Saç Çalışma Grubu'nun doktorları: "Eğer saçınız dökülüyorsa bu başka hastalıkların habercisi olabilir. Mutlaka doktora gitmeli ve iyice tetkik ettirilmelidir. Bazı saç hastalıklarının tedavisi ömür boyu sürebilmektedir" şeklinde ortak bir açıklama yaptılar.

Mitolojide gücü temsil eden saç, günümüze kadar yüzyıllar boyunca güzellik ve zarafetin sembolü oldu. Bugün gelinen noktada saç ve saç hastalıkları, tıbbın bir kolu olarak kabul görüyor. Öyle ki saçla ilgili çalışmalar, doktorların özel çalışma grupları kurmasına kadar gidiyor. Saça ait sorunları, tedavi edilebilen bir "hastalık" olarak kabul eden dermatologlar bu amaçla Saç Çalışma Grubu'nu (SÇG) oluşturdular. Saç sağlığı ve hastalıkları konusunda halkı, diğer hekimleri ve eczacıları bilinçlendirmek için çalışmalar yapacak olan SÇG, "Saçınız dökülüyorsa bunun adresi kuaför ya da eczane değil" mesajını veriyor. Bu amaçla kurulan (0216) 444 10 22 numaralı Saç Bilgi Hattı da sorun yaşayanları, eczacı ve kuaförlerden kurtarmayı hedefliyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Oya Oğuz, 1997'de kurdukları saç hastalıkları biriminde sadece saç ve saçlı deri hastalıklarına yönelik hastaları takip ettiklerini belirtiyor.

Özellikle saç dökülmesini erkeklerin normal gördüğünü, kadınların ise daha çok önemsediğini belirten Prof. Dr. Server Serdaroğlu da son yıllarda saç dökülmesinin ve saç hastalıklarının önem kazanmaya başladığını söylüyor: "SÇG henüz iki aylık bir oluşum. Şu an birikimlerimizi gruba katılan merkezlerle paylaşıyoruz. Hem eğitim hem de hastaların doğru adrese yönlendirilmesi açısından bu çalışma çok önemli."

En sık görülen saç hastalıkları
· Kalıtsal bozukluklara bağlı saç sorunları
· Dönüşümsüz saç kayıpları
· Semptomatik saç dökülmesi
· Erkek tipi saç dökülmesi
· Kıl koparma alışkanlığı (trikotillomani)
· Saçla birlikte kılların da parça parça dökülmesine yol açan alopesi areata (
saçkıran)

İlk adres hâlâ kuaför
SÇG doktorlarının en çok yakındığı nokta, saçla ilgili sorunlarda hâlâ bir cilt hastalıkları uzmanına hatta bir doktora başvurulmaması. Prof. Oğuz saçla ilgili şikayetlerde en çok kuaföre ardından da eczaneye başvurulmasından şikayetçi. Saç hastalıklarının aynı zamanda sosyal bir sorun olduğunu ifade eden Oğuz, "Bu hastaları birleştirme, birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlama, doğru bilgilendirme, eş dost gibi hekim dışı bilgilerden arındırmayı amaçlıyoruz" diyor.

Diyet saç dökebilir
Prof. Oğuz ve Prof. Serdaroğlu'na göre saç dökülmesi, başka hastalıkların da habercisi. Genetik hastalıklar, kadınlarda hormonal düzensizlikler, tiroid hormonuyla ilgili sorunlar, demir eksikliği, Türkiye'de özellikle kadınlarda çok yaygın olan kansızlık saç dökülmesiyle kendini gösteriyor. Ayrıca uzun süreli antidepresan kullanımı ve yine uzun süre yapılan düşük kalorili diyetler, beslenme yetersizliği de saçın dökülmesine neden olabiliyor
. Prof. Oğuz deri ve saçın tüm vücut sisteminin aynası gibi olduğunu belirterek bu nedenle endokrinoloji, pskiyatri, jinekoloji, hematoloji gibi başka dallarla da ilişkili olmak gerektiğini söylüyor.

Saça check-up
Prof. Serdaroğlu tüm bu nedenlerle saç hastalıklarının çok iyi incelenmesi gereken bir sorun olduğunu vurguluyor
. Hasta tanılarının saç örnekleri alarak, biyopsi yaparak, videomikroskopiyle, laboratuvar tetkikleriyle çok ayrıntılı olarak inceledikten sonra koyulduğunu anlatan Serdaroğlu, takipte de tüm dünyada kullanılan tedavilerin uygulandığını belirtiyor. Serdaroğlu, saça yapılan "check-up"ı, "İncelemeye önce elle muayeneyle başlarız. Daha sonra saç çekerek örnek alırız. Saç çapını, hacmini, rengini mikroskopik olarak değerlendiririz. Tüm bunlara göre gerçek saç dökülmesi olup olmadığını ve saç hastalığının ne olduğunu anlarız" diye anlatıyor.

Bu tip analizlerin çok özel bir bilgi gerektirdiğine işaret eden Serdaroğlu, tetkik sonuçlarının gelmessinin dört-beş günü bulabildiğini belirterek şöyle devam ediyor: "Bazı eczanelerde 'saç dökülmesine son' gibi sloganlarla ya da alışveriş merkezlerinde elinde çeşitli cihazlarla dolaşıp saç analizini yaptığını iddia eden insanlar var. Bakılan herkes, saç hastası çıkıyor. Bunu ürün satışı için yapıyorlar. Çok zor bir saç hastalığının iyileşebileceğini söyleyebiliyorlar. Saç kozmetiklerinde de bu geçerli. Hasta çözüm sağlamayacak gereksiz bir şeye umut bağlıyor. Saç hastalıklarının tedavisi zahmetli ve uzundur. En az iki yıl, bazen ömür boyu sürebilir."

Saç Bilgi Hattı'nın ilk sonuçları
· Arayanların yüzde 26'sı kadın, yüzde 74'ü erkek.
· En sık sorulan soru "Saçım dökülüyor kime gitmeliyim?" Bunu "Saçımın dökülmesine karşı ne yapmalıyım?", "Yeni saç çıkabilir mi?"
, "Hangi şampuanı kullanmalıyım?", "Başka neler kullanılabilir?" gibi sorular takip ediyor.
· Zeytinyağının saça yararı yok.
· Saçın kısa kesilmesinin dökülme-büyümeye etkisi yok.
· Yıkama ve tarama esnasında saçın dökülmesi normal. Ancak durup dururken dökülüyor ve elinizi attığınızda tutam tutam geliyorsa doktora başvurulmalı.
· Saçın beslendiği kısım derinin içindeki kök kısmıdır
. Saçı besleyen en önemli faktör protein. O da kan yoluyla ulaşır. Proteinli şampuanların emilmesi söz konusu olmadığından bu yönde etkili değil. Zeytinyağı, E vitamini ve bazı kremlerin konulduğu karışımların da yararı yok.
· Saç sağlıklıysa sık yıkamanın saçın dökülmesine ek zararı yok.

Saç Çalışma Grubu merkezleri
· İSTANBUL : İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı (ABD), Prof. Dr. Server Serdaroğlu ve Prof. Dr. Oya Oğuz.

· ANKARA : Gazi Ün. Tıp Fak. Dermatoloji ABD
, Prof. Dr. Meltem Önder. Başkent Ün. Tıp Fak. Dermatoloji ABD, Doç. Dr. Deniz Seçkin.

· İZMİR: 9 Eylül Ün. Tıp Fak. Dermatoloji ABD, Prof. Dr. Ali Tahsin Güneş. Ege Ün. Tıp Fak. Dermatoloji ABD, Doç. Dr. İdil Ünal.

· ADANA: Çukurova Ün. Tıp Fak. Dermatoloji ABD, Prof. Dr. Gül Denli.


Devamını okuyun...>>

Saç Dökülmesinin Nedenleri

ERZURUM - Sağlık Vakfı tarafından yapılan “Saç Dökülmeleri” isimli araştırmada, saç dökülmesinin nedenleri ve tedavi şekilleri hakkında önemli bilgilere yer veriliyor.

Baş bölgesinde yer alan ortalama 100 bin saç telinin her ay 1 santimetre uzandığı ve her gün ortalama 100 saç telinin dökülmesinin normal karşılanması gerektiği belirtilerek, yaygın ve bölgesel saç dökülmesi veya seyrekleşmesinin günümüzde birçok insanın karşılaştığı önemli bir sorunlardan biri olduğuna dikkat çekiliyor.

Saç Dökülmesine Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?
Yaygın saç dökülmesine neden olan hastalıklar arasında ateşli hastalıklar, demir, protein ve çinko eksikliği, tiroid hastalıkları, gebelik, şeker hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıkları, anemi, aşırı diyet, kanser hastalıklarının seyrinde kullanılan bazı ilaçlar, kimyasal madde kullanımı, merkezi sinir sistemi hastalıkları ve stres gibi nedenlerin ilk sıralarda yer aldığına dikkat çekiliyor. Bunların dışında, hormonal bozukluklar ve andrenal tümörler de saç dökülmesine sebep olduğu belirtiliyor.

Araştırmada ayrıca, yaygın saç seyrekleşmesi ve dökülmesinin yanı sıra bazen bölgesel saç dökülmeleri de olabileceği, en sık rastlanan bölgesel saç dökülmesine mantar hastalıkları, saç kıran, bazı kozmetik ürünlerin fazla kullanılması ve sürekli bir bölgeden saç koparılmasının neden olabildiği belirtiliyor.

Saçınızın Döküldüğünü Anladığınız Zaman
Saç dökülmesi şikayeti ile doktora başvuran hastaların öncelikle saçlarının ne kadar döküldüğü öğrenmeleri gerektiği ve günde ortalama 25
-100 saç telinin dökülmesi normal olarak karşılanması gerektiği belirtiliyor.

Saç dökülmesinin nedenlerinin belirlenmesi için kan tahlillerinin yapılması ve tüm hormonların dengesinin öğrenilmesinin, uygulanacak tedavide etkin rol oynayacağı da kaydediliyor.


Devamını okuyun...>>

Canli ve Saglikli Saclar İçin

Her daim bakımlı saçlar için, saç bakımının püf noktalarını bilmek yeterli...

- Sıcak su, saç diplerindeki yağ salgılayan bezlere zarar verdiği için saçlara zararlı olacağından kaçınmak gerekir. Saçlarınızı her hava şartına rağmen soğuğa yakın ılık suyla yıkamanızda fayda var.

- Saçlarınızı yıkarken saç diplerinizi tırnağınızla kazımak yerine, parmak uçlarınızla masaj yaparak yıkamayı deneyin, böylece kan dolaşımını hızlandırıp, saçlarınızın daha sağlıklı olmasını sağlamış olursunuz.

- Saç renginizi doğal yollarla değiştirebileceğinizi biliyor muydunuz? Sarartma işlemi için, 100gr. ıhlamuru yarım litre suda 20 dakika kaynatın. Süzgeçten geçirerek tortusunu temizledikten sonra saçlarınızı bu suyla ıslatın ve güneşte kurumaya bırakın.

- Saçlarınızın daha parlak ve sağlıklı olmasını istiyorsanız en pratik çözüm yolunu denemelisiniz. Bir su bardağı iyi cins sirkeyi, iki litre ılık suyla karıştırın. Saçlarınızın şampuanını akıttıktan sonra bir kez de bu karışımla durulayın. Bir süre sonra saçlarınızın parlaklığına inanamayacaksınız.

- Yağmurlu bir günde saçınızın formda olmasını istiyorsanız, saçınızı şekillendirirken sadece dip bölgelere jöle uygulayın. Böylece sabit bir form kazanmış olan saçlarınız, banyo yapana kadar şeklini koruyacaktır.

- Beyaz saçları uzun süreli ve tamamen kapatabilmek için kahve tonlarını tercih etmenizde fayda var. Bu tonlarla saçlarınız doğal bir görünüm kazandığı gibi beyaz saçlarınız da tamamen kapanmış olacaktır. Kızıl ve sarı renkler beyaz saçları kapatmak için, doğru bir tercih olmayacaktır.

- Acilen evden çıkmanız gerekiyor ama saçlarınızı yıkama ihtiyacı içindesiniz... Hiç panik yapmayın ve hemen saçınıza bir parça sprey sıkın ve saçınız sanki nemliymiş gibi fön makinasıyla kurutun. Böylece saçınızı yeniden şekillendirebileceğiniz gibi uyurken oluşmuş kat izlerini de ortadan kaldırabilirsiniz.

- İş yerinizdesiniz, iş çıkışı için bir davet aldınız ve fön makinanız yok... Saçlarınızı öne eğerek saç diplerinize sprey sıkın, sonra da saçlarınızı tepeden atkuyruğu yaparak toplayın. İşten çıkmadan önce saçlarınızı açın, tüm gün atkuyruğu olarak duran saçlarınızın havalanmış ve adeta fönlenmiş gibi durduğunu göreceksiniz.


Devamını okuyun...>>

Kadınlar Hangi Ünlünün Saçından Yaptırmak İstiyor

Bir derginin yapmış olduğu ankette kadınların en çok Jennifer Aniston'ın saçını yaptırmak istediği ortaya çıktı.


İnternetteki 'wenn' sitesinin yazısına göre, In Touch dergisinin yaptığı 'En Çok İstenen Yıldız Saç Stilleri' anketinde ilk sırada Jennifer Aniston yer aldı.

Anket sonuçlarına göre, 'Friends' dizisinde Rachel Green karakterini canlandırdığı dönemdeki bal rengi, uzun saçlarıyla Aniston, bir akım yarattı ve bu özelliğini hala kaybetmedi.

Sarı ve dolgun saçlarıyla sembol olan Jessica Simpson'ın ikinciliği elde ettiği ankette, sinema ve müzik dünyasının çok sayıda ismi de yer aldı.
Kadınların saç tarzı ve kesimleri olarak en çok sahip olmak istediği yıldızlar:
1. Jennifer Aniston
2. Jessica Simpson
3. Jessica Alba
4. Rachel Bilson
5. Beyonce Knowles
6. Lindsay Lohan
7. Scarlett Johansson
8. Eva Mendes
9. Sienna Miller
10. Jennifer Lopez


Devamını okuyun...>>

Sac Ekimi ve Sac Dökülmesi

Saç Ekimi ve Estetik. Done Saç Ekimi Merkezi'nden Dr. Özlem Biçer, saç dökülmesinin nedenlerini anlattı.

Dr. Özlem Biçer, Dr. Elif Ilgaz'ın konuyla ilgili sorularını cevapladı.

Saç dökülmesi deyince aslında kadının da erkeğin de ortak derdi. Farklı sebeplere dayanıyor. Erkekte neden ortaya çıkar, kadında neden ortaya çıkar?

Dr. Özlem Biçer: Dediğiniz gibi nedenleri farklı. Erkeklerde genellikle androgenetik dökülme dediğimiz, hem genetik alt yapısı olan hem hormonlardan oluşan yani testeron seviyesinin yüksekliğine bağlı bir dökülme şeklini görüyoruz.

Çok fazla müdahale edemediğimiz bir dökülme şekli bu. Ancak belirli birkaç ilaçla müdahale edebiliyoruz. Başvuran erkek hastalarda dökülme sebebi olarak yüzde 90 bunu görüyoruz. Bayanlarda çok daha farklı. Strese dayanan bir dökülme söz konusu genelde.

Bu sebepten dolayı çok daha fazla tedavi edilebilir bir dökülme bu. Stres, düzensiz beslenme, tek tip zayıflama metotları bayanlarda daha sık olan sebepler. Bunun dışında hormonel dökülme, yumurtalıklardaki kistlere bağlı dökülmeler oluyor.

Guatr gibi tiroid hastalıklarına bağlı dökülmeler hanımlarda daha sık. Bu tarz dökülmelere müdahale şansımız her zaman var. Bu yüzden hanımlar daha şanslı."

Geldikleri vakit, birtakım kan testleri mi yapıyorsunuz?
Dr. Özlem Biçer: "Bu işi doktorlar olarak yapıyoruz, genel bir hekimlik anlayışı var. Hiçbirimiz kadın doğum doktoru değiliz ama nelerin sebep olduğunu biliriz. O yüzden bize gelen hastayı her şeyden önce dinliyoruz. Dinlemek bence tanı koymanın yüzde 50'si. Yani biz hastayı dinlerken hastanın semptomlarından hastalığı anlıyoruz. Ondan sonra gerek görürsek bazı testleri istiyoruz. Her hastada ilk bunları yaptırın sonra bize başvurun gibi bir yaklaşımımız yok. Bazen ilk gelişte hormonel değil başka bir sebebi var bunun dediğimiz birçok hasta var. Önce dinliyoruz, gerek görürsek test istiyoruz, bu testler sonucunda da bir tedavi protokolü hazırlıyoruz."

Dinlemek bence tanı koymanın yüzde 50'si. Yani biz hastayı dinlerken hastanın semptomlarından hastalığı anlıyoruz. Ondan sonra gerek görürsek bazı testleri istiyoruz. Her hastada ilk bunları yaptırın sonra bize başvurun gibi bir yaklaşımımız yok.

Bazen ilk gelişte hormonel değil başka bir sebebi var bunun dediğimiz birçok hasta var. Önce dinliyoruz, gerek görürsek test istiyoruz, bu testler sonucunda da bir tedavi protokolü hazırlıyoruz."

Mezoterapi dediğimiz bir yöntem var. Kadınlara daha sık uyguladığınız bir yöntem olduğunu biliyorum. Altta yatan bir sorun saptamadığınız zaman mı mezoterapiyi öneriyorsunuz?
Dr. Özlem Biçer: "Mezoterapi minimum ilaç mantığı ile uygulanıyor. Düşük dozda ilaç veriyorsunuz. Maksimum sonuç elde ediyorsunuz.

Bu tedavinin çok kabul edilir bir tedavi olması da dünyanın her yerinde devletin ödemesinin de sebebi bu. Çünkü çok düşük maliyeti var. Düşük doz ilaç veriyorsunuz. Yan etki almıyorsunuz ve maksimum etki alıyorsunuz."

O zaman derinin altına ilaç mı enjekte ediyorsunuz?
Dr. Özlem Biçer: Evet, saçlı derinin altına ilaç veriyoruz. Bu bir çeşit aşı gibidir. Her türlü doktorun yaptığı aşıdan farklı değildir. Çok düşük dozlardaki ilacı direk saç diplerine veriyorsunuz."

Bütün kafaya mı veriyorsunuz?
Dr. Özlem Biçer:"Özellikle biz saç dökülen yere daha yoğun çalışıyoruz. Neden böyle yapıyoruz çünkü dökülmeyi yüzde 90 oranında durduruyor."

Durduran bir yöntem mi?
Dr. Özlem Biçer:"Zaten birinci hedef bu aktif dökülmeyi durdurmaktır. İkincisi dökülme durduktan sonra saçın kalitesini artırmak. Üçüncüsü dökülen veya çalışmayan köklerin tekrar çıkmasını sağlamak. Bu mezoterapi sıfırdan saç çıkarmak değil.

Ama dinlenme fazındaki kökleri uyardığı için, onları harekete geçirdiği için saçta bir artma görür hasta, bu sonuçta bizim istediğimiz şeydir."

Eş zamanlı hastalıkların saptanması önemli. Bunu da araştırıyorsunuz...
Dr. Özlem Biçer: "Kesinlikle. Böyle hastalarda şöyle davranıyoruz. Örneğin polikistik over veya tiroid ile ilgili bir hastalık var. O zaman diyoruz ki sizi bir kadın doğum doktoru veya dahiliyeci görsün.

Yoksa biz mezoterapi yaparken tiroidden kaynaklanan dökülmeye birşey yapamayız. Saç dökülmesinin tek nedeni tiroid hastalığı değildir.

Beslenme bozukluğu, dolaşım bozukluğu, vitamin eksikliği gibi mezoterapinin de tedavi edeceği başka terapiler de olduğu için biz bu nedenlerin bir bölümüne etki ediyoruz. Kadın doğum doktoru veya dahiliye doktoru diğer bir bölüme etki ediyor."

Seyirci sorusu: 'İlaç tedavisi saç dökülmesini önler mi?'
Dr. Özlem Biçer: "Kullanılan tedaviye bağlı. Her tedavi her saç dökülmesini önlemez. Bir sürü sebebi var. Uygun tedavi ile saç dökülmesini kadınlarda yüzde 90 önlüyoruz, hem ağızdan verilen ilaçlar hem de sprey tedavilerle yani kombine tedavilerle engelleyebiliriz."

Bahsettiğiniz tedaviler uzun süreli tedaviler mi? Tedavi bittikten sonra saç dökülmeleri tekrarlıyor mu?
Dr. Özlem Biçer: "Çok büyük bir oranda tekrarlamaz. Ama bu sebebe bağlıdır. Örnek veriyorum, kişide çinko eksikliğine bağlı dökülme vardır. Siz bunu mezoterapilerle ilaçlarla, spreyle tedavi ettiniz. Kişi eğer diyetinde sürekli çinkoyu eksik ediyor ise bu eksiklik bir yıl sonra tekrar gündeme gelecek.

Ama bizim yaklaşımımız sebebi öğrenip bunu hastaya da bildirdiğimiz için kişi bunun farkında tabii, dönem dönem ağızdan çinko preparatları ile de desteklidir. İkincisi de ömür boyu kontrol altına alınabilir.

Her vitaminin fazlalığı da eksikliği de aynı etkiyi veriyor. Örnek, D vitamini eksikliğini gördüğümüz semptomları eksikliğinde de görüyoruz."

Seyirci sorusu: 'Polikistik over sendromu aktif olan hastamız var, bu hastalıkta saçların dökülmesini nasıl önleriz?'
Dr. Özlem Biçer:
"Bunun tedavisini görüyor ise muhtemelen bunun da önlemi alınıyordur. Bunun dışında saçı besleyecek vitaminler dışında birşey yapamayız"

Saç ekimini kime önereceksiniz?
Dr. Özlem Biçer:
"Daha çok son aşamadır. Tedavilerden fayda görmeyecek hastalara. Çünkü saç ekimi bir kamuflaj yöntemidir. Yani bir tedavi değildir artık. "

Saç ekimini kadınlarda da yapıyor musunuz?
Dr. Özlem Biçer:
"Uygulama sıklığı kadınlar da çok düşük, genelde erkeklere yapıyoruz. Onlarda neden androgenetik olduğu için çok fazla kontrol altına alınamıyor."

Saç ekimi kaç saat kaç saat sürüyor?
Dr. Özlem Biçer:
"Normal koşullarda ortalama 4- 6 saat sürer saç ekimi. Lokal anestezi altında uygulanır. İşlem uzun olduğu için mola da verilir. Çok küçük bir cerrahidir. Süreye bakılarak bu büyük cerrahidir diyemeyiz."

Kaynak: cnn


Devamını okuyun...>>